Bu hafta, özellikle bugün öyle böyle değil fazlaca yoğunduk. Bu kadar yoğunluğu göz kapaklarım bile kaldıramazdı diye düşünürken bir anda arkadaşın kırdığı potlar gelmişti bile aklımıza. Bir gün sunum yaparken eteğinin kenarında post-it’e yazılmış ''kahve almayı unutma'' yazısı gelmişti aklımıza, fazlaca goygoyunu yapmıştık. Klasik sitcomlara saygı duruşunda bulunuyorum. Beni özlemişler, saçma anıları bile anlatıp güldürmeye çalışıyorlar. Öğle yemeğindeki ''hayır ben italyan yemeği, hayır ben fransız, hayır ben bilmem ne'' zımbırtılarının içerisinde yüzdüm durdum. İtalyan kültürüne alışkın olan arkadaşla mutabık kaldık, Osso buco yemeyeli de bayağı olmuştu, bir kadehten bir şeycik olmaz.
İtalya konusu olunca aklıma geldi. Üniversite sonrası ilk bu iş yerimde başlamıştım işe, yani burası benim ilk göz ağrım, şimdi kaçıncı senem hesaplayamadım. (yaşımı belli etmeyeyim? 37'yim yahu, yaşlandık) Neyse, İtalya'dan bir müşteri ekibi gelmişti, yöneticim x Hanım bu ekip ile sen dialog kuracaksın demişti. İnanır mısınız, hiç bir tecrübem yok, daha yeni bir çalışanım, 23 yaşlarında bir çaylağım. Türkiye'de bulundukları süre boyunca 3-4 defa ofise geldiler, gittiler. Hatta ekip liderleri akşam dışarıya çıktıklarında beni de davet ederdi, ben de onları gidebilecekleri yerlere götürürdüm. İtalya'ya döndüklerinde harika bir geri dönüş maili almıştık. İtalyan Hanımın bana gönderdiği maili yöneticimi de cc'ye ekleyip bir teşekkür maili, ardından da yöneticime şakasına ''Terfi için teşekkürler x Hanım'' diye mail göndermiştim. 1 hafta sonra sahiden de terfi aldım. Ve böylece benim hikayemde ikinci evim olarak hissettiğim bu iş yerinde başlamıştı. Tabii bu süreç lise çağımdayken okul gömleğimi pantolonumun dışına çıkardığım kadar kolay değildi.
Sanırım ben İtalya’yı özledim, Floransa’da Uffizi’nin koridorlarında yürürken gördüğüm tablolar, Vedenik'teki şehrin kanalları ve gondolları, San Marco meydanındaki sabah sessizliği hala zihnimde. Bir haftasonu kaçamak yapmak lazım da havalar soğuk.
Neyse bugün Helga Hanımın ve diğer bazı iş ortaklarımızın noellerini kutladım falan filan. Mailleri de artık tamamen bitirdiğime göre harikayım. Bu arada Percy Jackson ve Olimposlular dizisinin ikinci sezonu Disney'de başlamış, izleyiniz.
Afiyet olsun bayım. Post it olayı komikmiş:)) İş hayatına ilk adımlarını o şaka mailinden sonra gelen gerçek terfiyi böyle canlı anlatman çok güzel bu arada çok şanslıymışsın.
YanıtlaSilZor bir işin üstesinden gelmek ne güzel. İnsanlarla muhatap olmak benim için en zoru. Zaten evden dışarı çıktığım bile sayılıdır.
YanıtlaSil