Hayatımda değişik şeylerin olduğuna bir kez daha göz kırptım bugün ben. Sizden ne haber?
Mail zımbırtısı konusunu halletmeye çalışıyorum, okunmamış mail sayısını 80'e düşürmek güzel bir iş. Yoğunluğu özlemişim, her yoğunluk sonrası ofisten çıkıp arkadaşlarımla bir şeyler içip goygoy yapmayı daha çok özlemişim.
Evrenin mutfağında kaynayıp çorba gibi olan, bangır bangır patlayan bir yıldızın kokusunu taşıdığıma artık eminim. Her nefesim, galaksilerin doğum sancısı gibi gökyüzünün içinde titriyor sanki. Hatta ben yürüdükçe atomlar bile ritim tutuyor, bir düşünsene? Sanki varoluşun kendisi bir konser salonuna dönüşüyor. Ve belkide Heidegger'da konserde dans ediyor. Hatta yapılan her davranıştan sonra bir doğaçlama başlıyor ve masadaki kahve bardakları, imza bekleyen dokümanlarla birlikte kahkahalaşıp ses oluşturuyor. Bir bakıyorum ofis odamın camının önünden kedinin bana sinirli bakışı bile şarkıyla melodi haline evrilebiliyor. Sinirli bir bakış yahu sinirli, sen kedisin nasıl bu kadar yırtıcı görünebilirsin? Bu kedi bana içten içten kuruluyor mu henüz anlayamadım, üç ayda nasıl unutmuş olabilir beni!? Ağzının sol tarafını hafif yukarıya kaldırıp ''seni tiye alıyorum'' bakışları yapar gibi. Uzun uzun bıyıkları ve sinirli bakışları ile grotesk bir hava oluşturuyor.
Neyse, bugün Mehtap teyze konulu bir yazı şeysi yazasım oluştu. Onun nezaketi, ''Oo Alpiriğim seni çok özledik be'' deme şekli büyük ihtimalle benim hayatımda sabahları kalkıp yüzümü yıkama ritüellerimin doğaçlamasında olacak. Bir cümle yahu bir cümle. ''çok özledik be'' diye yazılan ve söylenen bir cümle. Ancak o kadar sıcak kanlı, o kadar mütevazı söyleme şekli ki. Bir insanın bu kadar temiz kalpli olduğunu okunulan güzel cümleli kitaplar ya da fanzinlerinde görmüşlüğüm vardır tabii, ancak random ya da doğaçlama şekilde düşünürsek bunun sadece hayal ötesi olabileceğini düşünebiliriz. Her odaya çay, kahve getirdiğinde kapıya tık tık vurma şeklinin nezaketinden de anlayabilirsiniz. Kapıyı tıklatır ancak naif bir tıklatmadır o. Ve işin enteresan tarafı şu ki o anda dinlediğim şarkının melodisi sakin ve naif olacağı halde bir anda heyecanlı solo haline evriliyor.
Anlatmadığım bir şeyi anlatacağım. Beni tanıyan arkadaşlarım bilir, iş yerim ihracat konusunda iyidir ve 100'ü aşkın ülkeye ihracatlarımız olur. Sene içerisinde 40'a yakın toplantı içerisinde buluruz kendimizi ve bu toplantı süreçlerinde herkes iç içe olur. ''Elimi tut, sensiz çalışamam'' mantığı. İtalya'dan gelen iş ortaklarımız, ilgili departmanları denetlemek istiyorlar, çalışanların hepsi çay kahve molası yapıyor, kültürümüzü bilmeyen sevgili (ki çok tatlı bir kadındır) bir İtalyan hanımefendinin dediği şuydu, ''this company's office maid is truly working very diligently''
Benim ofisteki çalışma şeklimi Yönetim kurulu da dahil tüm departmanlar bildiği için tabii ben direk atlamıştım bu konuya. Almanlar olsaydı karşımda bu duruma ''Nein, neeein, neeeeein'' derdim tabi.
''we dont see her as a maid in office, she is our right-hand woman and out of respect, we see her as our aunt. In fact, only we call her aunt'' hanımefendim.
Ve tüm İtalyan ekip Japonlar gibi saygı göstermişti. O gün o işin sürdürebilirliğini devam ettirmiştik. Sonrasın da YK'nın da katıldığı kutlama seremonisinde Mehtap teyzemi de yanıma almıştım. Ve o Mehtap teyze, işe başlar başlamaz akşam evinde elmalı turta hazırlayıp sabah bana ikram etti. Çünkü benim elmalı turtayı çok sevdiğimi biliyor, canım benim.
Bir insana neden yaklaştığın değil de, nasıl yaklaştığın önemlidir ritüellerini öğreten sevgili aileme de teşekkür ederim. Ve işin sarkastik tarafından bakacak olursak ben bu konunun romantik olduğunu düşünüyorum. Oysa big bang dediğin şey, evrenin en gürültülü kazasıydı. Elmalı turta hazırlayan o ellerin kıymetini bilmek, kalp olarak alkışlamanın ya da big bang'ın en güzel melodisi değil de ne!?
Bu arada toplanıp haftalık ütü ihtiyaçlarımı giderseniz ne güzel olur. Neyse yarın için ütü zımbırtısını halletmem gerek, çav.
Mailler bayağı düşmüş bayım. Mehtap teyzeyi tanımıyorum ama yaklaşımın çok güzelmiş. Kediciğe takıldım hiç güleceğim yoktu. Gözümde canlandırdım da o nasıl bir bakış öyle ve senin betimlemelerin :)))) Bu senin dilinde nasıl bir kedi oluyor merak ettim :)
YanıtlaSilMehtap teyze çok tatlı birine benziyor :) Yazım tarzın da ayrıca hoşuma gitti, okurken eğlendiğimi hissettim ve ofis hayatına giriverdim. Yarın fırından elmalı turta alacağım ahahah
YanıtlaSil